26 Temmuz 2013 Cuma

Hayat bazen çok diz üstü edebiyatı

Pucca, french oje , pink freud .. Diz üstü edebiyatın güldüren yüzleri. Aslında aitiraf etmem gerekirse diz üstü edebiyatına karşıydım, çünkü edebiyatı öldürdüğünü düşünmüşümdür hep . Fakat bir arkadaşımın ısrarları sonucuyla tanıştım diz üstü edebiyatla bunca zaman okumadığım için kendime kızdım.
Kasıklarınız ağrıyana kadar” gülmek teriminin karşılığı . Yaptıkları işi taktir ediyorum yaşadıklarını mizaha dökerek insanlara cesurca sunmaları fazla fedakarca.
Üstelik bu insanların hiç birini tanımıyorlarken.
Neden anlatsın bir insan , hiç tanımadığı birine özel hayatını ? Niye döksün ki sırlarını ? Niye yıksın o mahrem kalıpları ?
Dedim ya yaptıkları iş fazla fedakarca. Ve fazlaca samimi.
Kitapların o kadar akıcı o kadar içten bir dili var ki. Karşım da 40 yıllık arkadaşım olsa o kadar dinlemezdim.
İlk puccayla başladı bu diz üstü edebiyat maceram.
Küçük aptalın büyük dünyası “ ve “ Pucca günlük ve geri kalan her şey” adlı kitaplarını okumuştum .
Ve yine itiraf etmem gerekirse, kitaptan aldığım o komedi tadını hiç bir komedi dizisinden almadım.
Şimdi Pink freud' in “ Sorun Sende Değil Bende “ adlı kitabını okuyorum.
Ramazandı ,iftardı , sahurdu, sıcaktı derken günüm fazla eğlenceli geçiyor sayesinde :)
O bitirince diğer diz üstü edebiyat kitaplarına da göz atacağım. Kendi adıma teşekkür etmem gerekirse . Önce yazarlara sonra yayın evlerine teşekkürlerimi borç bilirim.
Ya mizah olmasaydı ?.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder