Pucca,
french oje , pink freud .. Diz üstü edebiyatın güldüren yüzleri.
Aslında aitiraf etmem gerekirse diz üstü edebiyatına karşıydım,
çünkü edebiyatı öldürdüğünü düşünmüşümdür hep .
Fakat bir arkadaşımın ısrarları sonucuyla tanıştım diz üstü
edebiyatla bunca zaman okumadığım için kendime kızdım.
“Kasıklarınız
ağrıyana kadar” gülmek teriminin karşılığı . Yaptıkları
işi taktir ediyorum yaşadıklarını mizaha dökerek insanlara
cesurca sunmaları fazla fedakarca.
Üstelik
bu insanların hiç birini tanımıyorlarken.
Neden
anlatsın bir insan , hiç tanımadığı birine özel hayatını ?
Niye döksün ki sırlarını ? Niye yıksın o mahrem kalıpları ?
Dedim
ya yaptıkları iş fazla fedakarca. Ve fazlaca samimi.
Kitapların
o kadar akıcı o kadar içten bir dili var ki. Karşım da 40 yıllık
arkadaşım olsa o kadar dinlemezdim.
İlk
puccayla başladı bu diz üstü edebiyat maceram.
“Küçük
aptalın büyük dünyası “ ve “ Pucca günlük ve geri kalan
her şey” adlı kitaplarını okumuştum .
Ve
yine itiraf etmem gerekirse, kitaptan aldığım o komedi tadını
hiç bir komedi dizisinden almadım.
Şimdi
Pink freud' in “ Sorun Sende Değil Bende “ adlı kitabını
okuyorum.
Ramazandı
,iftardı , sahurdu, sıcaktı derken günüm fazla eğlenceli
geçiyor sayesinde :)
O
bitirince diğer diz üstü edebiyat kitaplarına da göz atacağım.
Kendi adıma teşekkür etmem gerekirse . Önce yazarlara sonra yayın
evlerine teşekkürlerimi borç bilirim.
Ya
mizah olmasaydı ?.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder