Asi, kırılgan, öfkeli, meraklı, için de fırtınalar kopan, hayattan alacaklı çocuklar..
Lakin hep bir kırılma noktası, bünyesinde hep bir erken kaybediş barıdıran çocukların hikayesi.
Kimisinin akrabası , kimisinin dostu , kimisinin hayatı , kimisinin ilk aşkı.
Konuyu o kadar kıvamın da ele almış ki Emrah Serbes'e hayran kaldım.
Bitmesin istedim. Okurken yer yer hüzünlendim yer yer tebessüm ettim yer yer düşündüm.
Kitabın arka kapağın da yazanlar benim yazdıklarımla benzer. Yine de arka kapakta yazanları yazmak istiyorum.
Ankara polisiyeleriyle tanıdığımız Emrah Serbes, bu defa direksiyonu kırıyor ve edebiyatımızda pek de işlenmemiş bir başka meseleye el atıyor. Erkek çocukların enerjik , hüzünlü, alengirli dünyasına giriyoruz..
Baba çalışıyor, anne ev hanımı,muhafazakarlığın kalesi..
İşçiler, yoksullar ,teyzeler , abiler.. Kolay ağlayan sert adamlar..Taşra seyrekliği, mahallenin kalabalığı.. Kıskanç, gururlu, saf ergenler...
Emrah Serbes , çabuk öfkelenen, kolay vazgeçen baştan çıkmış erkek çocuklarını konuşturuyor...Kederli, insana dokunan komik hikayeler bunlar..
Taşrada ve kainatta, yapayalnız kalmış erkek çocukların hikayesi..
Erken Kaybedenler... Yoldan çıkmış bir neslin manifestosu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder